Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni

6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu (“Taşınır Rehni Kanunu” veya “Kanun”) 28 Ekim 2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nu yürürlükten kaldırarak mevcut ticari işletme rehni sistemine köklü yenilikler getiren ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’unda (“Medeni Kanun”) düzenlenen temel taşınır rehni sistemine istisna teşkil edecek olan Taşınır Rehni Kanunu, 1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girecek olup, ilgili Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Medeni Kanun'un taşınır rehnine ilişkin hükümleri uygulanacaktır.

 

Bu makalemizde, (i) teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımın yaygınlaştırılması, (ii) teslimsiz taşınır rehnine konu taşınırların kapsamının genişletilmesi ile (iii) söz konusu rehnin icrasını kolaylaştıracak yeni yolların sunulması suretiyle özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (“KOBİ”) finansmana erişiminin kolaylaştırılmasını amaçlayan Taşınır Rehni Kanunu genel hatları ile incelenecektir.

 

Kapsam:

Taşınır Rehni Kanunu, Kanun’da sınırlı sayıda sayılan taşınır varlıklar üzerinde Kanun’da belirtilen şartlarla ve sadece Kanun’da belirtilen taraflar arasında kurulan rehin işlemlerinde uygulama alanı bulacaktır. Sermaye piyasası araçları ile türev araçlara ilişkin finansal sözleşmeleri konu edinen rehin sözleşmeleri, mevduat rehni ve tapu kütüğüne herhangi bir nedenle tescil edilen taşınırlar ile Kanun’da tahdidi olarak belirtilen taraflar dışında kişiler arasında yapılan işlemler söz konusu kanun kapsamında değerlendirilmeyeceklerdir.

 

Rehinin Tarafları:

Rehin hakkı, (a) kredi kuruluşları ile tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kişiler arasında veya (b) tacir ve/veya esnaflar arasında; elektronik ortamda veya yazılı olarak düzenlenecek ve Taşınır Rehni Kanunu’nda açıkça belirtilen unsurları içerecek bir taşınır rehin sözleşmesinin rehinli taşınır siciline tescil edilmesi ile kurulacaktır. Örneğin bankalar; Kanun kapsamında tacirler ile söz konusu taşınır rehin sözleşmelerini akdedebileceklerken, tüketiciler ile ilgili Kanun kapsamında herhangi bir taşınır rehni ilişkisine giremeyeceklerdir.

 

Üzerinde Rehin Hakkı Kurulabilecek Taşınır Varlıklar:

Rehin hakkı aşağıda tahdidi olarak sayılan varlıklardan biri veya birden fazlası üzerinde kurulabilecektir:

 

·         Alacaklar

·         Çok yıllık ürün veren ağaçlar

·         Fikri ve sınai mülkiyete konu haklar

·         Hammadde

·         Hayvan

·         Her türlü kazanç ve iratlar

·         Başka bir sicile kaydı öngörülmeyen ve idari izin belgesi niteliğinde olmayan her türlü lisans ve ruhsatlar

·         Kira gelirleri

·         Kiracılık hakkı

·         Menkul işletme tesisatı (Makine ve teçhizat, araç, ekipman, alet, iş makinaları, elektronik   haberleşme cihazları dâhil her türlü elektronik cihaz gibi menkul işletme tesisatı)

·         Sarf malzemesi

·         Stoklar (Rehin verenin satmak, kullanmak veya kiralamak amaçlarıyla mülkiyetinde bulunan hammadde, yarı mamul ve mamul varlıklar)

·         Tarımsal ürün

·         Ticaret unvanı ve/veya işletme adı

·         Ticari işletme veya esnaf işletmesi

·         Ticari plaka ve ticari hat

·         Ticari proje

·         Vagon

·         Yukarıda sayılanlardan üçüncü kişiler zilyetliğindeki taşınır varlık, hak ve paylı mülkiyet    hakları.

 

Yukarıda tahdidi olarak sayılan ve üzerinde rehin kurulabilecek taşınır varlıkların içerik ve kapsamlarına ilişkin yukarıdaki detaylara ek olarak Kanun’da herhangi bir açıklayıcı hüküm bulunmaması sebebiyle, özellikle bazı taşınırların (ticari proje, her türlü kazanç ve iratlar, hammadde vb.) muhtevalarına ilişkin detayların ikincil mevzuat ve uygulama ile şekillenmesi beklenmektedir.

 

Rehinli Varlıklar Üzerindeki Tasarruf Hakkı:

Kanun, rehin verenin rehne konu taşınır varlık üzerindeki tasarruf yetkisini kısıtlayan kayıtların geçersiz olduğunu hüküm altına alarak, “mal ve hizmet üretimini kesintiye uğratmamak amacıyla” rehin verenin rehinli varlık üzerindeki tasarruf haklarını muhafaza etmiştir. Bu minvalde rehin verenin, rehinli taşınır varlığı ticari faaliyetleri kapsamında kullanabilmesine, söz konusu taşınır varlığın getirilerinden yararlanabilmesine veya rehinli taşınır varlığı üçüncü bir kişiye satabilmesine veya kiraya verebilmesine imkan tanınmıştır.

 

Ticari İşletmeler ve Esnaf İşletmelerine Özel Hususlar:

Taşınır Rehni Kanunu uyarınca ticari işletme ve esnaf işletmelerinin tamamı üzerinde rehin kurulması halinde, rehnin kuruluşu anında ilgili işletmelerin faaliyetlerine tahsis edilmiş olan her türlü varlığın rehnedilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Yukarıdakine ilaveten yine söz konusu işletmelerde, Taşınır Rehni Kanunu’nda tahdidi olarak sayılan ve üzerlerine rehin tahsis edilebilecek işletmeye ait taşınır varlıkların borcu karşılaması halinde, ilgili işletmenin tamamına rehin konulması yasaklanmıştır. Bu noktada, ticari işletmeye ait taşınır varlıkların borcu karşılayıp karşılamadığına ilişkin sağlıklı bir değerlendirmenin yapılması rehnin sıhhatinin korunması için oldukça önem kazanacaktır. Kanaatimizce, Kanun’da, rehinli taşınır varlığın birleşmesi veya karışması durumunda ya da temerrüt sonrası hakların kullanımında alacaklının, rehne konu taşınırın değerinin tespiti amacıyla rehin verenin yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinden isteyebileceği ekspertizin, tam işletme rehni kurulması halinde söz konusu rehnin kuruluşu öncesinde de yapılması yerinde olacaktır.

 

Ayrıca, ilgili Kanun tahtında ticari işletmeler ve esnaf işletmelerinin mevcut veya müstakbel taşınır varlıkları ile bu varlıkların getirilerinin de rehin kapsamında kullanılmasına olanak ve açıklık sağlanmıştır.

 

Yukarıdakilere ilaveten, Taşınır Rehni Kanunu’nda rehin hakkının belirtilen varlıklardan biri veya birden fazlası üzerine kurulabileceği düzenlenerek, ticari işletmeler ve esnaf işletmelerine rehin olarak gösterebilecekleri taşınırlar konusunda (rehin edecekleri taşınır varlıklarını Kanun’da tahdidi olarak sayılan taşınır varlıklar arasından seçmeleri kaydıyla) serbestlik tanınmaktadır.

 

Rehin Sözleşmesinin Şekli ve Rehinli Taşınır Sicili:

Elektronik ortamda düzenlenecek olan rehin sözleşmesinin Rehinli Taşınır Sicili’ne tescil edilebilmesi için söz konusu rehin sözleşmesinin güvenli elektronik imzayla onaylanması; yazılı olarak düzenlenen rehin sözleşmesinin Rehinli Taşınır Sicili’ne tescil edilebilmesi için ise tarafların imzalarının noterce onaylanması veya ilgili rehin sözleşmesini Rehinli Taşınır Sicili yetkilisinin huzurunda imzalanması gerekecektir.

 

Taşınır Rehni Kanunu kapsamındaki rehinlerin tesisinin güvence altına alınması (rehnin üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi, rehinli alacaklılar hakkında öncelik hakkının belirlenmesi ve rehinli taşınır varlık ile alacağın devrinin tescili) amacıyla “Rehinli Taşınır Sicili” adı altında yeni bir sicil kurulması öngörülmüştür. Taşınır Rehni Kanunu kapsamındaki taşınır rehinlerine ilişkin rehin haklarının üçüncü kişilere karşı hüküm ifade edebilmesi, başka bir deyişle, Kanun’un taşınır rehnine ilişkin benimsemiş olduğu teslimsiz rehin prensibinin uygulanabilmesi için aleniyetin sağlanabilmesi amacı ile, bu rehinlere ilişkin taşınır rehni sözleşmelerinin kurulacak olan Rehinli Taşınır Sicili’ne tescili zorunlu kılınmıştır.

 

Rehinli Alacaklılar Arasında Öncelik Hakkının Belirlenmesi:

Taşınır Rehni Kanunu, rehin hakkı tesisinde taşınmaz rehninde uygulanan derece sistemini benimsemiştir. Bu kapsamda, taşınır rehininin sağladığı güvence, Rehinli Taşınır Sicili nezdinde gerçekleşen tescilde belirtilen rehin tutarı ve derecesi ile sınırlı olacak olup; rehin, sırada kendisinden önce gelecek olanın miktarının tescilde belirtilmesi kaydıyla ikinci veya daha sonraki derecede de kurulabilecektir.

 

Taşınır Rehni Kanunu, rehin sözleşmesinde yer alan, rehne konu taşınır varlığın alt veya art rehne konu edilmesine ilişkin kayıtları geçersiz addetmektedir. Bu noktada Kanun, yukarıdaki paragrafta da belirttiğimiz üzere, ilgili Kanun kapsamındaki bir rehin sözleşmesi uyarınca üzerinde rehin kurulan bir varlığın yine Kanun kapsamında tesis edilecek ikinci bir rehne konu edilebilmesine imkân sağlanmıştır, başka bir deyişle taşınmaz ipoteğindeki sisteme benzer bir sistemi benimsemiştir.

 

Ayrıca, aynı taşınır varlık üzerinde derece sırası belirtilmeksizin birden fazla rehin hakkı tesis edilmesi halinde ise alacaklıların önceliği, rehnin kurulma zamanına göre belirlenecektir.

 

Tarafların ve Üçüncü Kişilerin Hak ve Yükümlülükleri:

Rehin verenin rehinli varlıkların değerini koruma yükümlülüğü bulunmakta olup yine rehin veren rehinli varlığı devir ederse veya rehinli alacağı temlik ederse bunu Rehinli Taşınır Sicili’ne tescil ettirmekle yükümlü olacaktır.

 

Rehin Hakkının Kullanımı ve Temerrüt:

Taşınır Rehni Kanunu’nun dikkat çeken yeniliklerinden biri de “rehinli varlığın mülkiyetinin devri”ne olanak tanınmasıdır. İlgili kanun uyarınca, borçların süresinde ifa edilmemesi halinde alacaklı, (a) birinci derece alacaklı ise, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 24. Maddesi uyarınca rehinli taşınırın mülkiyetinin devrini talep edebilecek, (b) alacağını 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerine devredebilecek veya (c) zilyetliğin devrine konu olmayan varlıklarda kiralama ve lisans hakkını kullanabilecektir. Alacağın bahsi geçen yollarla tahsil edilememesi halinde takip, genel hükümler çerçevesinde yapılacaktır.

 

Rehin alacağının son bulması halinde ise, rehin alacaklısı, alacağın son bulduğu tarihten itibaren üç iş günü içinde, rehin kaydının Rehinli Taşınır Sicili’nden terkini için başvuruda bulunması gerekecektir. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen rehin alacaklısı hakkında güvence altına alınan borç tutarının onda biri oranında idari para cezasına hükmedilecektir. 

 

Masraf ve Muafiyetler:

Rehin sözleşmesinin düzenlenmesi ile Rehinli Taşınır Sicili’nde tesis edilen işlemler vergi, resim, harç ve benzeri giderlerden muaf tutulacaktır.

 

Rehnin sicile tescilinden doğacak masraflar ise, sözleşme serbestisi çerçevesinde tarafların iradesine bırakılmaktadır. Bu minvalde söz konusu masrafların kime ait olacağı rehin sözleşmesinde belirtilecektir.

 

Geçiş Hükümleri:

Taşınır Rehni Kanun hükümleri, 1 Ocak 2017 tarihinde görülmekte olan dava ve takiplere uygulanmayacaktır ve 1 Ocak 2017 tarihinden önce ticari işletme veya esnaf işletmeleri üzerinde tesis edilen rehin haklarına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri uygulanmaya devam edecektir.

 

Av. İris Erbil

ierbil@hsavukatlik.com